Bel fıtığı, omurgaların arasında bulunan disklerin çeşitli nedenlere bağlı olarak yıpranıp yırtılması ve sinirleri sıkıştırması sonucunda gelişmektedir. Bel fıtığı her yaş grubunda görülebilmekle birlikte genellikle 35-55 yaş grubunda daha sık karşılaşılmaktadır. Bel fıtığında karşılaşılan belirtiler yaygın şekilde inanılanın aksine bel ağrısıyla sınırlı değildir. Diskin fıtıklaştığı bölgenin baskı yaptığı sinir köküne bağlı olarak bacaklarda ağrı, karıncalanma ve uyuşukluk belirtilerine de oldukça sık rastlanmaktadır. Kas güçsüzlüğü ve denge kaybıda bel fıtığının sık görülen belirtileri arasındadır. Bel fıtığı ileri seviyelerde düşük ayak, idrar tutamama, yürüme güçlüğü ve iktidarsızlığa neden olabilmektedir.
Modern tıp teknikleri ve gelişmiş tıp teknolojilerinden yararlanılarak uygulanan mikrocerrahi ile bel fıtığı ameliyatında mikroskop ve mikrocerrahi aletleri kullanılmaktadır. Son yıllarda bel fıtığı cerrahisinde en sık tercih edilen yöntemler arasında yer alan mikrocerrahi ile bel fıtığı ameliyatı ortalama 2-3 cm boyutunda bir kesi açılarak uygulanmaktadır. Geleneksel yönteme kıyasla oldukça küçük bir kesi ile uygulanan Mikroskopik Diskektomi yönteminde sinir ve dokular daha başarılı şekilde korunmaktadır. Kas dokusunu başarılı şekilde koruma imkânı sağlayan Mikroskopik Diskektomi yönteminde sinir zedelenmesi riski yok denecek kadar azdır. Mikroskopik bel fıtığı ameliyatının ardından hasta ortalama olarak 6 saat sonra yürüyebilmektedir ve rutin hayata dönüş süresi geleneksel yönteme kıyasla oldukça kısadır. Özellikle bacaklarında yaygın ağrı sorunu yaşayan hastalarda oldukça etkili sonuçlar sağlamaktadır.
Mikroskopik Diskektomi ile bel fıtığı ameliyatları artık çok daha güvenli ve konforlu.